ŞERİFE
Pencereden bakar iken görvedin,
Oğlan adın nedir diye sorvedin.
Üşenmedin yün eğirdin kirmanla,
Ayağıma bir çift çorap örvedin.
Ellerin elime değdiği zaman,
Kaşların yay oldu gözlerin keman.
Zalim avcı oldun Şerifem aman,
Aşk okuyla ta gönlümden vurvedin.
Sevdadır bu ne çok geçtir, ne erken,
Aklımdaydın su içerken, aş yerken.
Allah emri, peygamber kavli derken,
Cezveleri kor üstüne sürvedin.
Soğan, ekmek, bulgur aşı yiyerek,
Aylar geçti şayak pantol giyerek.
Bir sen, bir ben, bir de bebek diyerek,
O pespembe hayalleri kurvedin.
Cin Hoca'ya bir tas su okutturdun,
İç yiğidim şifa diye yutturdun.
Resmi nikah yapcez diye tutturdun,
İmam nikahını az mı görvedin?
Sana yandım kız Şerife Şerife,
Güzelliğin sığmıyor ki tarife.
Koca dedin benim gibi herife,
Niye küstün mahkemeye vervedin?
Zeki Çağlar
13 Ağustos 2018
Not: Keles'in Bıyıklıalan köyünde 1948 yılında yaşanmış bir öyküdür bu.
Atatürk'ün öngörüsüyle 1926 yılında çıkarılan Türk Medeni Kanunuyla kadın erkek eşit haklara sahip oldu. 1926 yılına kadar erkeklerin gerisinde tutulan Türk kadınları, Medeni Kanun ile birlikte yasalarla korunmaya başlandı. Yasal düzenlemelerle aile hayatında kadın ve erkek eşitliği sağlandı. Resmi nikah zorunlu hale getirilerek, bir erkeğin birden çok kadınla evlenmesi engellendi. Kadına da boşanma hakkı tanındı. Çocukların iyi yetiştirilmesi için anne ve babaya yükümlülükler getirildi. Kız ve erkek ayrımı yapılmaksızın, çocukların aile mirasından eşit ölçüde faydalanmasının önü açıldı.
Kadınlar, 1934 yılında da seçme ve seçilme hakkını elde etti.
Ne yazık ki o yıllarda köylerde radyo ve televizyon yoktu. Köylerde yaşayan kadınlar, erkeklerle eşit haklara sahip olduklarını 1948'li yıllarda öğrenmeye başladılar. Medeni Kanundan haberdar olan köylü kadınlar resmi nikah istedi. İmam nikahından memnun olan erkekler, resmi nikaha karşı çıkınca; aile içi huzursuzluklar başladı.
Ben de 1971 yılında Ali dedemden duyduğum bu öyküyü Keles ağzıyla şiir haline getirmeye çalıştım.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
BU SİTEDE YAYINLANAN ŞİİRLERİN TELİF HAKKI ZEKİ ÇAĞLAR'A AİTTİR.
MÜZİK
Kulaklarımıza hoş gelen ölçülü ve uyumlu seslere müzik denir. Saz, keman, cümbüş, darbuka, klarnet ve piyano vs gibi ögelere de müzik aleti denir. Müzik aletlerinin uyumuyla şarkı veya türkü söyleyen kişiye ses sanatçısı denir.
Eskiden şarkılar ve türküler plaklara kaydediliyor, gramofonlarla dinleniyordu. Sonra da plak çalan pikaplar piyasaya çıktı. Daha sonra teyplerle dinlenebilen kaset devri başladı. En sonunda CD ve MP3 furyası başlayınca kasetlerin papucu dama atıldı. Teknoloji gelişince müzik aletlerini taklit eden orglar çıktı. Cep telefonuyla bile kaliteli videolar çekilmeye başladı.
Ünlü bir ses sanatçısı olmanın yolu tesadüflere bağlıydı. Siz inşaatta harç kararken, tuğla taşırken, demir bağlarken türkü veya şarkı söylersiniz. Sesiniz ne kadar güzel olursa olsun; bir müzik yapımcısının dikkatini çekerseniz ünlü oluyordunuz. Bu da Milli Piyango'da büyük ikramiyenin size çıkması gibi bir şeydi.
Günümüzde ise ünlü bir ses sanatçısı olmanın yolu YouTube'dan geçiyor. Kendinizi şarkı, türkü söylerken videoya çekiyorsunuz ve YouTube'a yüklüyorsunuz. İzlenme sayısında patlama olursa: Ünlü oluyorsunuz.
Düğünlerde şarkı, türkü ve oyun havaları çalan piyanist şantörler bile YouTube sayesinde dünya çapında tanınır oldu.
Ne yazık ki sağlığında değeri bilinmeyen bazı ses sanatçılarımız vefat ettikten sonra YouTube sayesinde ünlü oldu.
Şimdi gelelim esas konuya: Sesiniz çok güzel. Söylediğiniz şarkı veya türkü de güzel. Ama teknik açıdan zayıfsa: Yaptığınız videonun müziği kulakları tırmalar.
Bazı şarkılar, türküler ve onlara ses veren sanatçılar vardır. Bunlar zaman geçtikçe yıllanmış şarap gibi değerlenir. Ama o eserler zamanla aşınır ve o sesi dinlemek zor olur.
Aşınmış eserleri teknik açıdan düzeltmek mümkündür.
İşte bu YouTube kanalı aşınmış eserlerin ses izlerini aslına sadık kalarak onarmaktadır.
Bu YouTube kanalının işi: Kötü olanı iyi, iyi olanı daha iyi, güzel olanı daha güzel yapmaktır.
Teknik açıdan en kaliteli müziği dinlemek, en kaliteli sinema filmini izlemek isterseniz: Lütfen YouTube kanalıma abone olunuz.
Eskiden şarkılar ve türküler plaklara kaydediliyor, gramofonlarla dinleniyordu. Sonra da plak çalan pikaplar piyasaya çıktı. Daha sonra teyplerle dinlenebilen kaset devri başladı. En sonunda CD ve MP3 furyası başlayınca kasetlerin papucu dama atıldı. Teknoloji gelişince müzik aletlerini taklit eden orglar çıktı. Cep telefonuyla bile kaliteli videolar çekilmeye başladı.
Ünlü bir ses sanatçısı olmanın yolu tesadüflere bağlıydı. Siz inşaatta harç kararken, tuğla taşırken, demir bağlarken türkü veya şarkı söylersiniz. Sesiniz ne kadar güzel olursa olsun; bir müzik yapımcısının dikkatini çekerseniz ünlü oluyordunuz. Bu da Milli Piyango'da büyük ikramiyenin size çıkması gibi bir şeydi.
Günümüzde ise ünlü bir ses sanatçısı olmanın yolu YouTube'dan geçiyor. Kendinizi şarkı, türkü söylerken videoya çekiyorsunuz ve YouTube'a yüklüyorsunuz. İzlenme sayısında patlama olursa: Ünlü oluyorsunuz.
Düğünlerde şarkı, türkü ve oyun havaları çalan piyanist şantörler bile YouTube sayesinde dünya çapında tanınır oldu.
Ne yazık ki sağlığında değeri bilinmeyen bazı ses sanatçılarımız vefat ettikten sonra YouTube sayesinde ünlü oldu.
Şimdi gelelim esas konuya: Sesiniz çok güzel. Söylediğiniz şarkı veya türkü de güzel. Ama teknik açıdan zayıfsa: Yaptığınız videonun müziği kulakları tırmalar.
Bazı şarkılar, türküler ve onlara ses veren sanatçılar vardır. Bunlar zaman geçtikçe yıllanmış şarap gibi değerlenir. Ama o eserler zamanla aşınır ve o sesi dinlemek zor olur.
Aşınmış eserleri teknik açıdan düzeltmek mümkündür.
İşte bu YouTube kanalı aşınmış eserlerin ses izlerini aslına sadık kalarak onarmaktadır.
Bu YouTube kanalının işi: Kötü olanı iyi, iyi olanı daha iyi, güzel olanı daha güzel yapmaktır.
Teknik açıdan en kaliteli müziği dinlemek, en kaliteli sinema filmini izlemek isterseniz: Lütfen YouTube kanalıma abone olunuz.
POPÜLER YAYINLAR
-
- A - Ab: Su. Ab: Kusur, kayıp, eksiklik. Aba: Genellikle yünden yapılmış giysi. Saygıdeğer, saygıya layık kişi bazı Türk boylarında “ana...
-
Bir güzele sevdalandım, Tozdum Ayşe Ayşe diye. Hem aklımı, hem fikrimi, Bozdum Ayşe Ayşe diye. Tam boyuma göre boyu, Hep huyuma benzer...
-
Benimle ağladı, benimle güldü, Gözünün içine baktığım kadın. Bazen mutlu oldu, bazen üzüldü, Her gece sarılıp yattığım kadın. Seneler b...
-
Bir giysi tanıdım hâlâ umuttu, Arada sırada düğmesi koptu. Nereye gittiyse bulup getirdik, Verdiği sözleri yine unuttu. Bir giysi tanıd...
-
Yine gelsin, baş köşeye kurulsun, Sohbete renk katsın Artvinli Remzi. Gönlü hoş tutulsun, fikri sorulsun, Hayatı anlatsın Artvinli Remzi....
-
Reyting ustası oldu bol bol reklam koyanlar Televizyona çıktı dul baylar, dul bayanlar Kim kimi beğenecek, kim kimle evlenecek? Seyretmeye b...
-
Ders çalış bitir liseyi Deyom deyom anlameyon Gir de kazan ÖSS'yi Deyom deyom anlameyon Sınav bir yarıştır deyom Kitabı karıştır deyom ...
-
Haksızlığa isyan eder, Duramaz Beşvakit Ahmet. Vur Ahmet, kır Ahmet derler, Vuramaz Beşvakit Ahmet. Bisiklettir arabası, Vermez ki benzin p...
-
Sonsuzluğa gitmeseydin, Kendini özletmeseydin. Bu millet seni arıyor, Keşke yeniden gelseydin. Yine atına binseydin, Batıya doğru sürs...
-
Yorgun argın işten çıkar, Bezgin bakar Kel İsmail. Suya sokar kel kafayı, Her gün yıkar Kel İsmail. Bir tarak alır eline, Geçer aynanı...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder